1988 yılında Almanya, akıl almaz bir banka soygununun merkezi olmuştu ve bu olay, basın tarihine kara bir leke olarak düşmüştü. Alman polisi ve medyasının krizi yönetememesi, gözü dönmüş iki suçlu ve can kayıplarıyla sonuçlanan 54 saatlik bir soygun… Gladbeck Rehine Krizi olarak da bilinen banka soygununun detaylarına ve medyanın bu soygundaki yerine beraber göz atalım.

16 AĞUSTOS SABAHI

gladbeck deutsche bank

Soygunun Gerçekleştiği Deutsche Bank Şubesi

16 Ağustos 1988’de, sabah saat 8 sularında Dieter Degowski ve Hans-Jürgen Rösner isimli iki kişinin, Gladbeck’te bir bankaya girişiyle başladı her şey. Henüz banka açılmadığı için hiç müşteri yoktu fakat bu, onları iki banka çalışanını rehin almaktan alıkoyamadı. Neyse ki o esnada yoldan geçen birinin polisi aramasıyla ekipler olay yerine, bankaya geldi. Ancak polisin gelmesi onları daha da sinirlendirdi, saldırganlaştılar. Polis onlarla bir anlaşma yapmak istiyordu ve bu yüzden onlara araç, para, anahtar ve kelepçe vermeyi kabul etti. Hatta pazarlıkta adı geçen para, çıplak bir polis memuru tarafından banka kapısına bırakıldı. Bu, iki suçlunun isteği doğrultusunda yapılan bir hareketti.

rehine

Getirilen Parayı Banka Kapısından Alması İstenilen Rehine

BREMEN’E GİDEN ARACA BİR SUÇLU DAHA EKLENDİ

Anlaşma sonrası rehineleri bırakması beklenilen Rösner ve Degowski, saatlerce bankada kaldıktan sonra verilen arabayla ve rehinelerle beraber yollarına devam ettiler. Araçta takip ve ses kayıt cihazı vardı ve tahmin edersiniz ki onlar da bunun farkına varmıştı. Bu yüzden yolda gördükleri rastgele bir araca el koyup yollarına devam ettiler ancak bu araba da polisin onlar için hazırladığı araçlardan biriydi. Rehinelerle beraber 4 kişi olarak bankadan çıkmışlardı fakat Rösner’in kız arkadaşı Marion Löblich’in yolda onlara dahil oluşuyla suçlu sayısı 3’e yükseldi. 2 rehine ve 3 suçlunun bulunduğu araç, Bremen’e gelmişti artık.

marion löblich

Marion Löblich

MEDYANIN VİCDAN SOYGUNU

Rösner, banka soygunundan tatmin olmayıp kendilerini güvence altına almak için 32 kişinin de içinde bulunduğu bir otobüsü rehin aldı ve işte medyanın dahil oluşu da bu olayla başladı. Rösner, polislerle bir anlaşmaya varabileceğini düşünmüştü fakat yanıldığını anlayınca, otobüsün karşısında toplanan medya çalışanlarından birine yanına gelmesini söyledi. Bu kişi Peter Meyer’di. Polisle anlaşamamıştı fakat Peter ile bir anlaşma yapmışlardı ve buna göre: Peter, polislere bir kaçış aracı daha istediklerini ve güvenli bir geri çekilme talep ettiklerini iletecekti, buna karşılık olarak ise muhabirler, içerideki rehinelerin fotoğraflarını çekebilecekti. Evet, en güzel fotoğrafı çekmek ve en iyi haberi yapmak adına korku dolu gözlerle kurtarılmayı bekleyen insanların fotoğrafını çekeceklerdi. İşte o an Rösner, medyanın gücünü kendi lehine kullanabileceği bir silah olduğunu fark etti.

peter meyer

Rösner ve Foto Muhabiri Peter Meyer

SİGARASINA ATEŞ UZATILAN BİR SUÇLU!

Bu silahın ilk kurşununu, bir basın toplantısı yaparak sıkmaya karar verdi. Elinde silahıyla muhabirlerin içine girip asla pes etmeyeceklerinden ve teslim olmayacaklarından bahsedip kimilerine göre iyi bir “haber malzemesi” vermişti. Hatta bu keyifli sohbetten çok haz almış olacak ki bir muhabir, Rösner’in sigarasını bile yaktı. Muhabir ve Rösner’in oluşturduğu bu tablo, soygunun acı görsellerinden biri haline geleceğinden habersiz tüm ülkede yayınlanmaya devam ediyordu. Bir banka soygunu olarak başlayan bu olay, suçluların büyük ilgi görmesi ve tüm ülkenin hayretler içinde canlı yayında bu olayı izlemesiyle adeta bir insanlık dramına dönüşüyordu.

rösner gladbeck

Rösner’in Doğaçlama Basın Toplantısı ve Muhabirler

ANCAK SONRASINDA BİR EL ATEŞ EDİLDİ…

Saatler geçiyor, sabırlar tükenmeye başlıyordu. Bu esnada içinde rehinelerin bulunduğu otobüs harekete geçti, Hollanda’ya doğru yola koyuldu. Ancak bir süre sonra otobüs bir benzin istasyonunda durdu ve Marion Löblich tuvaleti kullanmak üzere otobüsten indi. Etraflarını saran polis ekipleri çok yanlış bir adım atarak Löblich’i yakalayıp tutukladılar. Kendilerince bu caydırıcı bir plandı fakat bu suçluları caydırmak yerine öfkelendirdi ve Rösner, sevgilisinin otobüse gönderilmesine karşılık rehinelere zarar vermeyeceğini söyledi. Polisin bunu kabul etmekten başka çaresi yoktu, Löblich serbest bırakıldı. Ancak sonrasında bir el ateş edildi… 39 saat sonra ilk can alınmıştı: 15 yaşındaki Emanuele di Gieorgi!

emanuele de giorgi

Emanuele di Giorgi ve Kız Kardeşi

ALMANYA – HOLLANDA ARASINDA MEKİK DOKUDULAR

Emanuele’nin hayatını kaybetmesinin ardından otobüs harekete geçti. Ne acı ki olay yerine giden bir polis memuru da trafik kazasında can verdi. Rehine krizi can almaya başlamıştı fakat hızını kaybetmeden insanları korkuya sürüklemeye devam ediyordu.

Hollanda’ya varan otobüsteki rehineler artık Hollanda polisinin kendilerini kurtarmasını umut etmek durumundaydı. 46 saat sonra nihayet iyi denebilecek, umutları yeşertebilecek bir gelişme yaşanmıştı: Rehinelerden ikisi hariç diğerleri serbest bırakıldı: Silke Bischoff ve Ines Voitle. Ancak suçlular, bunun karşılığında polisten bir kaçış aracı daha istediler ve 5 kişi, 49 saat sonra Almanya’ya geri döndü.

dieter degowski

Ines Voitle ve Dieter Degowski Tarafından Boğazına Silah Dayanmış Silke Bischoff

BEKLENMEDİK KARŞILAMA

Bir grup suçlu ve iki rehinenin bulunduğu araç, Köln’e geldiğinde adeta törenle karşılandı. Suçluların şöhreti sebebiyle muhabirler ve halk, gelen aracı çevrelemişti. Muhabirler ve gazeteciler, en iyi açıyı bulmak için merdiven kuruyor ve araçtaki rehinelerle röportaj yapmaya çalışıyor; halk ise bu kişileri görmek için can atıyordu. Bir gazeteci ve Silke Bischoff arasında geçen diyalog ise oldukça kan dondurucu:

-Nasılsınız?

-İyi değilim ve korkuyorum.

-Evet, tabii… Boynunuza bir silah dayanmış olarak görüyorum.

Belki inanamayacaksınız ama suçlulara kahve ve atıştırmalık bile ikram edildi. Hatta bir gazeteci Rösner’e “Telefon numaramı ister misin? Bir şeye ihtiyacın olursa ya da rehine değiştirmek isterseniz beni ararsın.” dedi.

gladbeck,

Aracı Çevreleyen Gazeteciler ve Halk

KENDİ İSTEĞİYLE REHİNE OLMAK

Telefon numarasını vermeyi ve kendisini rehine olarak almalarını teklif eden Udo Röbel, önce kaçmaları için gereken güzergahı Rösner’e anlattı ve sonrasında Rösner’in teklifi kabul etmesiyle arabaya bindi. Artık suçluların istediğini yapmak zorunda olan bir rehineydi. Belki hayatının haberini yapmak için belki de araçta ses kayıt cihazı vardır umuduyla sürekli olarak suçlulara soru sormaya çalıştı ancak ters teptiğini görünce yol boyu sesini çıkaramadı.

Yolculuktan kısa bir süre sonra suçlular, Udo Röbel’i bir benzin istasyonuna bırakıp yollarına devam ettiler. Ancak onları neyin beklediğinden habersizlerdi.

udo röbel

Rehine Aracına Binen Udo Röbel

KURŞUN YAĞMURUNDA CAN PAZARI

18 Ağustos’a gelindiğinde, soygunun üzerinden tam 54 saat geçmişti. Seyir halindeki aracın güzergahına polis tarafından pusu kurulmuştu. Gelen araca hızla yandan çarptılar ve bir çatışma başladı. Kurşun isabet eden Rösner, çıldırmış gibi etrafa ateş açıyordu. Rösner’in silahından çıkan kurşunlardan biri Silke Bischoff’a isabet etti ve zavallı kız oracıkta can verdi. Ines Voitle ise yara aldı ve can havliyle kendini bir yerden atarak canını kurtardı.

54 saatin sonunda Degowski, Rösner ve Löblich nihayet tutuklanmıştı. 1991 yılında mahkeme, Degowski ve Rösner’e müebbet; Löblich’e ise 9 yıl hapis cezası verdi.

Çatışma Sonrasından Görüntüler ve Yerde Silke Bischoff’un Cansız Bedeni

HABER AVI UĞRUNDA İNSANLIĞIN YİTİRİLİŞİ

Akılalmaz soygunun failleri, ne yazık ki cezalarını tamamen çekmediler. Degowski, 30 yıl hapis yattıktan sonra salıverildi ve şimdi farklı bir kimlikle yaşamına devam ediyor. Rösner ise önleyici gözaltında tutuluyor. Löblich, 9 yıllık cezasının 6. yılında iyi halden salıverildi. Bremen İçişleri Senatörü bu olaydan sonra istifa etti. Gladbeck krizinin ardından gazetecilerin faillerle suç esnasında röportaj yapmaları yasaklandı.

Böylesine tehlikeli ve gözü dönmüş suçlular arasına girip haber toplama uğruna tüm etik kuralların hiçe sayılması, medyaya getirilen hiçbir kısıtlamanın olmaması, iyi yönetilemeyen ve sonucunda can kayıpları yaşanan, banka soygunu olarak başlayıp rehine avına dönen bu olay Alman medyasının en utanç verici anlarından biri olarak tarihe geçti.

Kaynakça

Bu içeriğin her türlü sorumluluğu ve hakları, yazar(lar)ına aittir.
Bu içerik, Temsil.org editör ekibinin ve bu sitedeki diğer içerik üreticilerinin görüşlerini yansıtmaz.