1970 yılında İngiltere’de doğan ve yönetmen, senarist, yapımcı, editör ve görüntü direktörlüğü yapan Christopher Edward Nolan, sinemaya farklı bakış açıları kazandırarak hem mükemmel filmlere imza atmış hem de denediği çok başarılı tekniklerle sinemada başka bir boyut açmıştır. Bizlere The Dark Knight üçlemesiyle (Batman Begins, The Dark Knight ve The Dark Knight Rises) gerçek bir süper kahraman deneyimi izletmiş, Memento ile gerilim ve gizemi farklı bir biçimde perdeye sunmuş, Prestij ile iki sihirbazın çekişmesini ters köşelerle göstermiş, Inception ile boyutlar arası farklılık yaratarak izleyicilere açık kapılar bırakmış, Interstellar bilim kurgu türünü doruklara taşımış ve daha nicesiyle (Dunkirk, Tenet, Insomnia, Man Of Steel, Following…) izleyicilerin gönlünde taht kurmuştur. Bu yazımız ise Nolan’ın yeni imzası olan ve atom bombasının mucidi, dünyanın en başarılı fizikçilerinden Julius Robert Oppenheimer’i konu alan Oppenheimer filmini hem teknik açıdan hem de genel bir incelemeyle ele almaktadır.

TEKNİK AÇIDAN BİR BAŞYAPIT

İlk olarak Oppenheimer, maliyet açısından can yakan ve günümüz yönetmenlerinin tercih etmediği yüksek çözünürlüğe, muazzam görüntü kalitesine sahip IMAX kameralar ile çekilen en uzun metrajlı film olarak sinema tarihi sayfalarında yerini beklemektedir. Nolan Oppenheimer’i çekerken yaklaşık 250+ kilogram ve 70mmlik film rulosu kullanarak görüntünün mümkün olduğunca kusursuz gözükmesini sağlamıştır. Nolan’ın filmden kusursuz deneyim almak için tavsiye ettiği format, 70mm ve 18K çözünürlüktür ancak bu format ülkemizdeki IMAX sinema salonlarında bulunmamaktadır. Ülkemizde sunulan IMAX formatı 2K çözünürlüklü 1:9:1 en ve boy oranına sahip 35mm’lik IMAX Xenon projektörlü formattır. Bu durumda Oppenheimer’i önerilen formatla izlemek mümkün değildir. Türkiye’de filmi izlemenin yolu IMAX 35mmlik ve 2K formatlı salonlar ya da DCP türü 2D/3D ve 2K çözünürlüklü 2:20:1’lik bir en/boy oranındaki (aspect ratio) sinema perdesine sahip salonlardır. Günümüzde IMAX sinemalar yaygınlaşsa da 15/70 formatlı IMAX sinema sayısı oldukça azdır İngiltere’de ve ABD’de bulunmaktadır.

Croppenheimer" explained: How to pick the best format to watch Oppenheimer

Ayrıca CGI karşıtı olan Nolan, Oppenheimer filmini çekerken filmin realistikliğini bozacağını düşündüğü için CGI (bilgisayar tabanlı yapay görüntü teknolojisi) teknolojisini hiç kullanmamıştır. Nolan filmde çılgın bir biçimde atom bombası deneme sahnelerini gerçek bomba denemeleriyle çekerek büyük bir riske girmiştir. Bu aslında Nolan’ın işine ne derece de emek verdiğini ortaya koyan bir kanıt niteliğini taşımaktadır.

How Christopher Nolan recreated a nuclear bomb explosion with no CGI

MUAZZAM BİR OYUNCU KADROSU 

Teknik detayları bir kenara bırakırsak Nolan, Oppenheimer’la birlikte mükemmel bir işe imza atmış ki Robert Oppenheimer yaşasaydı kendini bu kadar güzel anlatamazdı. Öncelikle oyuncu kadrosundan başlamak gerekirse başarılı bir filmografiye sahip olan Cillian Murphy başrolde olmakla birlikte, Robert Downey Jr, Matt Damon, Rami Malek, Casey Affleck, Gary Oldman vd. birçok başarılı oyuncuyu filmde görebiliyoruz ki filmde sadece yolda yürüme rolüne sahip karakterleri bile ünlü oyuncular oynamaktadır. Böyle bir kadroyu toplamayı ancak Tarantino, Scorsese ve Nolan gibi eski toprak yönetmenler gerçekleştirebilmektedir ki Nolan bunu fazlasıyla yapmıştır.

Cast of 'Oppenheimer' | Christopher nolan, Business vector illustration, Nolan

SON YILLARIN EN İYİLERİ ARASINDA BİR FİLM

Öncelikle film, Bird ve Sherwin’in yazdığı American Prometheus: The Triumph and Tragedy of J. Robert Oppenheimer (2006) adlı biyografi eserinden esinlenerek çekilmiştir. Biyografik bir film olan Oppenheimer, “atom bombasının mimarı ve babası” olarak anılan Amerikan teorik fizikçi J. Robert Oppenheimer’in okul yaşantısını, aşk hayatını, mahremiyetini, atom bombasını üretme esnasındaki durumunu ve Japonya’ya atılan atom bombasıyla birlikte II.Dünya Savaşı’nın bitmesinin ardından başlayan dava sürecini izleyicilere anlatmaktadır. Tabii her Nolan filminde olduğu gibi bu olaylar direkt olarak izleyiciye sunulmuyor, parça parça yansıtılıyor. Örneğin bir sahne Oppenheimer’in mahremiyetini yansıtırken sonraki sahne okul yaşantısını yansıtıyor. Tabii Oppenheimer’i önemli kılan kısım atom bombasının gelişim sürecini anlatan kısımdır. II.Dünya Savaşı esnasında nükleer silah üretmek amacıyla oluşturulan Manhattan projesinin mimarı olan Oppenheimer, Teğmen Groves’in onu seçmesiyle birlikte Los Alamos’ta özel bir tesis oluşturmuş ve burada atom bombasını özel ekibiyle geliştirmektedir. Tabii ki Nolan bu filmde Oppenheimer’i mümkün olduğunca doğru bir şekilde yansıtmaya özen göstermiştir. Buna örnek olarak Oppenheimer’in ekibiyle olan ilişkisini ve ekibe karşı olan hislerini, Oppenheimer’in Hint mitine duyduğu ilgiyi (özellikle Oppenheimer’in sanskritçe okumalar yaptığını sahneler boyunca gösterip ünlü “Now I am become death, the destroyer of worlds” sözünü sahneyle belirtmesi), Oppenheimer’in çapkınlığını ve çalkantılı aşk hayatını, oldukça gergin olan sorgu anlarını seyirciye aktarmayı ihmal etmemiştir.

Oppenheimer Review: A Haunting Tale of The Hero's Moral & Ethical Dilemma | Start Magazine

Filmin ilk yarısı daha geniş kapsamlı bir anlatıma sahipken ve Oppenheimer’in aşk hayatına dair duyguları da içerirken filmin ikinci ve bence en iyi yarısı Oppenheimer ile Lewis Strauss arasındaki çekişmeyi ve sorgulamaları ele alıyor. Nolan filmde canlı renkli sahnelerin yanı sırasında siyah beyaz sahneler de çekmiştir. Siyah beyaz sahneler daha politik, siyasi ve subjektif bir işleyişe sahip olmanın yanı sırasında canlı renkli sahneler filmin daha objektif taraflarına işaret etmektedir. Lewis Strauss’un bulunduğu ve sorgulamaların yapıldığı sahneler siyah beyazken, Oppenheimer’in sahneleri çoğunlukla canlı renklerdedir. Ayrıca Nolan, 180 dakikalık süreye sahip olan filmin çoğunluğunda yakın plan kamera çekimleri kullanmıştır. Böylece Oppenheimer’in duygularını, jest ve mimiklerini mümkün olduğunca göstermeye çalışmıştır.

Christopher Nolan explains why Oppenheimer switches from color to black-and-white

Eğer filmin atom bombasının yapımının tamamlanıp kullanıldıktan sonra bittiğini düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Film bu süreçten sonra daha politikleşerek bir Strauss ile Oppenheimer arasındaki ilişkiyi, rekabet ortamını ve Oppenheimer’a karşı yöneltilen suçlamaları ele alarak daha atraksiyonlu bir anlatım sunmaktadır. Filmin başlangıcında Prometheus hakkında açıklama yapılırken film son sahnesi olan Oppenheimer ile Einstein arasındaki açıklanmayan diyaloğun açıklanıp klasik Nolan filmlerinde olduğu gibi izleyici düşünmeye iten açık bir sonla bitmektedir.

Qual a ligação de Oppenheimer com Albert Einstein?

FİLMİ YAŞADIĞINIZI HİSSETTİREN MÜZİKLER

Başarılı ses efektleriyle atmosferi muazzam bir şekilde oluşturan Nolan, sinemada yüksek desibelli  ve ansızın patlayan seslerden dolayı bazı bireylerde kalıcı hasarlar bırakabilmektedir. Oppenheimer’in müziklerini ünlü besteci Ludwig Goransson yapmaktadır ki filmin müzikleri atmosferi sağlamak ve uyum açısından kusursuz seviyededir.

The Next Best Picture Podcast - Interview With "Oppenheimer" Composer Ludwig Göransson

BARBIE İLE BİRLİKTE BİR İNTERNET MAKARASI

Oppenheimer, Barbie ile aynı zamanda gösterime girdiği için de bir internet mizahı haline gelmiştir. Bir sürü video, fotoğraf ve daha fazlasıyla Oppenheimer ile Barbie filmleri gösterime girmeden önce büyük ses getirmiştir. Oppenheimer’in aksine Barbie çok daha farklı reklam çalışmaları yapmış ancak Oppenheimer kadar sürükleyici ve derin bir anlatıma sahip değildir. Bu iki filmin salonlarda gösterime girmesiyle sinemalar yeniden canlanmış ve insanların sinemaya karşı olan ilgisini tekrardan arttırmayı başarmıştır.

Sinema salonları Barbie ve Oppenheimer ile yeniden canlandı!

Son olarak birçok eleştirmen tarafından 10 üzerinden 10 puan alan, IMDB ve Rotten Tomatoes gibi inceleme kuruluşlarından da yüksek puanlara sahip Oppenheimer kesinlikle kültürel aktivite yapmanın bir lüks olduğu şu zamanlarda parasına değen bir yapım olmayı başarmaktadır. Filmi eğer izleyebiliyorsanız 35mm ve 2K’lık IMAX salonlarında eğer imkanınız yoksa da mutlaka 2D düz DCP sinema salonlarında izlemeniz ve mümkünse ön koltuklardan bilet almayıp izlememeniz tavsiyedir (Kör olma garantili).

Bu içeriğin her türlü sorumluluğu ve hakları, yazar(lar)ına aittir.
Bu içerik, Temsil.org editör ekibinin ve bu sitedeki diğer içerik üreticilerinin görüşlerini yansıtmaz.