The Post 2018 yapımlı Steven Spielberg filmidir. Filmi medya ve demokrasi açısından incelemek istiyorum. Film, halkın bilgiye ulaşmasında gündeme gelen tartışmaları konu edinir. Bu tartışmalardan biri The Washington Post gazetesinin özgür basın mücadelesidir. New York Times Vietnam savaşı ile ilgili gerçekleri gösteren belgeleri yayımlar ve davalık olur. Bu süreçte Washington Post da birtakım belgeleri ele geçirir, editör belgeleri basmak ister ama yayın yasağı vardır. Gazete ikiye bölünür; belgeleri basmak veya görmezden gelmek. Belgeyi basmak isteyenler halkın bilgiye ulaşma özgürlüğünü savunur ve gazeteciliğin temel ilkelerini yerine getirmek isterler. Kişisel çıkarlarına ters düşen insanlar belgeyi görmezden gelmeyi tercih ederler.
Gerçekler Ya Da Görmezden Gelmek…
Burada da yeni bir tartışma konusu ortaya çıkar: belgeye sahip olup bununla ilgili hiçbir şey yapmayan gazete halkın gözünde değer kaybetmesi ve sorgulanması. Burada gazete sahibi Kay Graham’a büyük yük düşer. Bir yandan maddi sıkıntı çekmektedir bir yandan da erkek egemenliğinin sürdüğü bir dünyada kadın olarak var olmaya çabalamaktadır. Belgeler siyasi dostları için bir tehdit oluştururken, kendisini için de benlik tartışması oluşturmaktadır. En doğru karara kendisini dinleyerek varır. Gazete çalışanları baskıya, iktidara ve birçok şeye direnerek hapse girme ihtimalini bile göze alarak bu belgeleri basar.
Erk Kimdir? Devlet Mi?
Devletin bu kadar baskın olduğu bir ülkede bu çok cesurca bir karardır. Medyanın demokrasilerde ne kadar önemli bir rol oynadığı bu filmde vurgulanır. Halk medyanın yansıttığı kadar özgürdür. Medya yanlış, yalan bilgiler verirse insanlar bu fikre kapılır. Medya tarafsız, özgür bilgileri ortaya koyarsa halk bu bilgiler ışığında eyleme geçer.
Türkiye Basını
Aslında bu filmde geçen olaylar ülkemize çok uzak olaylar değildir. Günümüz Türkiye’sinde sansürcü, baskıcı ve yandaş bir medya hakimdir. Halkın medyaya güveni zayıftır. İktidar medyayı yönlendirmektir. Yandaş olmayan basın ise sürekli suçlanmakta tehdit edilmektedir. Gazeteciler yayınladıkları haberler için tutuklanmakta, tehdit edilmektedir. Filmde haber alma özgürlüğü ve devletin bekası sorunu vurgulanmaktaydı. Ülkemizde de sık sık bu sorun gündeme gelir. İktidar aleyhine olan her şey için beka sorununu öne sürmektedir. Ne yazık ki ülkemizde Kay Graham kadar cesur gazetecilere oldukça az rastlanıyor. Onların da başlarına ne geldiği malum…
Yorumunuzu Yayınlayın