Bizim kuşağımıza birçok isim verildi. Genellikle ‘’Z kuşağı’’ olarak biliniriz. Bize sıklıkla endişe ve korku gibi duygularla yaklaşılır ve hep ‘’anlaşılmaya’’ çalışılan bir kuşak olmuşuzdur. Peki bu Z kuşağı -ya da adı artık adı her neyse- duygusal ilişkilerde neleri değiştirdi?

İlk olarak tanışma aşamasından başlamak istiyorum. Eskiden, ilişkilere genellikle sosyal hayatta tanışılarak başlanırdı. Artık bunun yerini dating uygulamaları aldı diyebiliriz. Dating uygulamaları oldukça yaygın kullanılıyor olmasına rağmen herkesin gizlemeye çalıştığı bir platform haline geldi. Çoğumuz Tinder, Bumble gibi uygulamaları kullanıp kimsenin bilmesini istemeyiz. Peki ama neden? Çok fazla ön yargıyı taşıyan bu dating uygulamalarına, ben daha anlayışlı yaklaşmayı tercih ediyorum. Aradığınız ilişki türünü, kişiyi bulmanız ‘’gerçek’’ hayata göre daha kolay hale geldi. Ayrıca, dating uygulamaları kolay bir sosyalleşme imkânı sunuyor. Dijitalleşen dünyada, hepimiz telefonlarımızı elimizde taşıyoruz. Bu da bize daha hızlı daha ve daha kolay sosyalleşme imkânı sunuyor. Örneğin, haftanın altı günü çalışan birinin sosyalleşmek için kendisine ayıracağı zaman daha azdır. Ancak, bir dating uygulaması kullanarak hem zaman tasarrufu sağlamış hem de aradığı kriterleri bulma şansını yükseltmiş olur. Ya da sosyal hayatında çekingen olan biri, sanal ortamda daha başarılı iletişim kurabilir. Bu durum, birçok kişinin zamandan tasarruf etmesine yardımcı olur çünkü artık zaman, en önemli kavramlardan biridir.

Hem de aradığınız ilişki türünü daha rahat seçebilirsiniz. Uzun süreli bir ilişki mi arıyorsunuz, one night stand ya da başka ilişki türleri mi? Yoksa ne aradığınızı bile bilmiyor musunuz? Tüm bu kriterleri seçebildiğiniz gibi tanışmak istediğiniz kişiyi de seçebilirsiniz. Bu kadar fazla seçimin ve seçeneğin olduğu bir ortamda herkes kendine göre bir şeyler bulabilir. Üstelik tüm bunları okulda, işte, evde kısacası her yerde bulmanız mümkün. Telefonunuz ve siz yan yana olduğunuzda birçok seçenekle baş başasınız demektir.

“Normal” Bir İlişki: Gerçekten Var mı?

Peki, biriyle tanıştıktan sonra flört aşamasına geçiş nasıl oluyor? Bazılarımız tek bir flörtle tanışma aşamasına girerken, bazılarımız ise birden fazla kişiyle flörtleşebiliyor. Bazılarımız ise ne yazık ki flört şiddetine uğrayabiliyor. Flört şiddeti: Fiziksel, cinsel, sosyal, psikolojik, dijital gibi şiddet türlerini kapsar. Tüm bunlardan uzak yaşanılan bir flört döneminde bizi bekleyen başka tehlikeler de vardır. Flörtünüz size kalbini altın tepside sunabilir ya da sizi sevgi bombardımanına tutabilir. Belki içinden geleni yapıyordur, belki de love bombig ile karşı karşıyasınızdır. Tüm bu sevgi dolu davranışlar, bir anda geri çekildiğinde manipüle edilmiş hissedebilirsiniz. Ya da her şey yolunda giderken, aniden ghosting yaşayabilirsiniz. Karşı taraf bir anda ortadan kaybolur. Belki sonra geri gelir ve siz düzgünce iletişim kurmaya çalışırken hislerinizi abarttığınızı, ‘’kafada kurduğunuzu’’ iddia ederek sizi gaslightinge maruz bırakabilir.

Eğer her şey düzgün giderse flört aşamasından sevgililik aşamasına geçiş nasıl olacak? Tabii ki, geri getirebilirsek çıkma teklifiyle!

Bir diğer önemli konu ise cinsiyet rolleridir. Eril enerji ve dişil enerji diye kafamıza kodladığımız roller biraz değişti. Artık erkeklerin de dişil enerjisinin arttığı söyleniyor…

Aslında saymakla bitmeyen çok daha fazla terim var. Tüm bunların ötesinde ‘’normal’’ bir ilişki yaşamak mümkün mü? Eğer doğru kişiyle karşılaşırsanız, evet. Peki, bu doğru kişi kim ve nerede bulunuyor? Ne yazık ki, bunu ben de bilemiyorum.

Yirmili yaşlar, duygusal ilişkilerin deneme yanılma yoluyla keşfedildiği bir dönemdir. Sanırım hepimiz deneyip göreceğiz…