Amerika… Demokrasi ve özgürlüklerin ülkesi… Hep böyle olduklarını söylerler. Bunun ne kadar doğru olduğu tartışmaya açık bir konu. Gel gör ki tarihi o kadar özgürlük seven ve anlayışlı bir tarih değil. Ayrımcılık, ırkçılık, baskı… Örnek verebileceğim çok hikaye vardır ama bu yazımda size özel olarak iki kişiyi anlatacağım. Haksızlığa uğramış iki genç İtalyan anarşist: Sacco ve Vanzetti.

Sacco ve Vanzetti

1900’lü yılların başında Amerika’ya göç eden halklardan birisi de İtalyanlardı. Amerika’da birçok hayal gerçek olabileceğine inanıyorlardı. O gösterişli bir ülke konumundaydı. Ancak durum gözüktüğü gibi değildi. Yoğun çalışma saatlerinin hüküm sürdüğü, göçmenlere insan muamelesi yapılmadığı, ayrımcılığın yoğun olduğu bir ülkeydi. İtalyanlarda tıpkı siyahlar gibi ayrımcılığa maruz kalıyordu.

nyc-bowery

Tahakkümün olduğu yerde direniş de olur. Amerika’nın da kalbinde bu baskı altında isyancı fikirlerin kol gezmesi kaçınılmazdı. Anarşizm de bunlardan birisiydi ve tahakküme karşı çıkan seslerden birisiydi. Bu fikirlerinde yoğun saatlere kadar çalıştırılan, ayrımcılığa maruz kalmış göçmenlerin düşünce yapısına etki etmişti.

Amerika’ya Göç

Nicalo Sacco 1891’de Güney İtalya’da bulunan Torremagiorre isimli şehirde doğmuş, 1908’de kardeşiyle birlikte Amerika’ya göç etmiştir. Amerika’da evlenmiş, çocuğu olmuş ancak bir yandan yoğun iş saatleri ile boğuşan ve bu sebepten işçi hakları konusunda en çok mücadele edenlerden bir tanesiydi. Söylemleriyle işçilerin arasında tanınmıştı.

Cuneo - Italy/Current

Bartolomeo Vanzetti ise Kuzey İtalya’nın Piyemento Eyaleti’nin Cuneo adlı şehrinde doğdu. Annesini kaybedip babası ile arası da bozuk olunca gençlik yıllarında o da Amerika’nın yolunu çizmeye kara vermişti. Gittiğinde balık tezgahı açıp balık satarak geçinimini sağlamaya çalışıyordu.

1917′ de ABD birinci dünya savaşında aktif olarak katılmış ve genç erkekleri savaşa zorluyordu. Zorunlu askerlik yasasına karşı devrimci görüşteki insanlar savaşa karşı çıkıyordu. Sacco ve Vanzetti de savaşa karşı çıkıp Meksika’ya kaçmışlardı. Bir kaç ay kalıp döndüler ve çalışmakla, İtalyan kolektif içerisinde aktif mücadeleye devam ettiler ve Massahucetts Eyaleti’ne yerleştiler.

İdamları ve Eylemler

anarchico-salsedo

3 Mayıs 1920 tarihinde New York’taki Adalet Bakanlığı Soruşturma Bürosu’ndan bir anarşist düşmüştü. Muhtemelen bilerek atılmıştı. Adı Andrea Salsedo idi. Sacco ve Vanzetti bu cinayete sessiz kalmayarak protesto etmeye karar vermişlerdi. Ancak polis bir şey yapmalarına izin vermeden tutuklamıştı. Anarşist içerikli bildiri ve silah bulundurma suçundan içeri aldılar ancak daha sonra 1919 sonlarında gerçekleşen bir banka soygunundan suçladılar.

Doğru dürüst bir delil bulamamalarına rağmen hapse atılmışlardı. 1927’ye kadar dava sürer ve en sonunda idamlarına karar verilir. Ülkenin bir çok yerinde bu karara karşı protestolar ve eylemler yapılır. Artık mücadele göçmenlere yapılan haksızlığa karşı bir mücadele ve sınıf savaşına dönmüştür. Ancak tüm mücadeleye rağmen idam gerçekleşmiştir ve sırayla elektrikli sandalyede idam edilmişlerdir.

Vanzetti’nin idam kararından sonra yaptığı konuşma ve Sacco’nun oğluna yazdığı mektup insanın yüreğine dokunur cinstendir. Nazım Hikmet aynı dönem onların adına şiir yazmıştır. Bir çok hikaye, filme, şiire konu olmuşlardır.

Dişi bir kaplanız ki biz,
dişlerimizde taşıyoruz, altın başlı
yavrularımızın ölüsünü…

Nazım Hikmet

Aradan elli yıl sonra, ölümlerinden elli yıl geçtikten sonra Massachucetts valisi bu iki genç anarşist göçmen hakkında şunları söyler:

”Nicola Sacco ve Bartolomeo Vanzetti isimleri üzerinde olan her türlü suçlama ve aşağılamanın sonsuza kadar kaldırıldığını açıklıyorum.”

Film Önerileri:

Sacco ve Vanzetti (1971), Guiliano Montaldo

No God, No Master (2012), Terry Green

Bu içeriğin her türlü sorumluluğu ve hakları, yazar(lar)ına aittir.
Bu içerik, Temsil.org editör ekibinin ve bu sitedeki diğer içerik üreticilerinin görüşlerini yansıtmaz.