Yazıma Simone de Beauvoir’nın “İnsan, uzaklara özgü bir varlıktır, hep kendinden başka bir yerdedir.” sözüyle başlamak istiyorum.
Beauvoir Ne Demiş?
İnsan türlü bahanelerle hayatın içinde oradan oraya sürüklenirken kimi zaman kendinden kaçar kimi zaman da kendini arar. Ama dönüp dolaşıp yine vardığı yer her zaman kendisidir. Romanımızın başkarakteri Nergis kitap boyunca Ankara’da, İstanbul’da, Antalya’da, İtalya’da, Amerika’da bulunmuştur. Çünkü aslında türlü bahanelerle farklı yerlere sürüklenen ve kendini arayan bir kadın okumaktayız.
Sürekli farklı şehirlere, ülkelere gitse de Nergis hep kendinden başka bir yerdedir. “Boş bir sinema salonunda filmin başlamasını bekler gibiydi. Ama günler ve hatta seneler geçiyor, film bir türlü başlamıyordu.” (Ünlüönen, 2021, s.83) Kitaptan aldığım bu alıntı romandaki kadın karakterlerin hayatını özetler niteliktedir. Bu kitap, amaçsız bir amaçlılık içinde olan Nergis etrafında şekillenen ve her karakterinin ayrı ayrı ele alınması gerektiğini düşündüğüm bir roman olarak hafızama kazındı.
Herkes Biraz “Nergis” Değil Midir?
Kitap boyunca Nergis’in duygularıyla kendimi özdeşleştirmemdi belki de onu bu kadar anlamamı sağlayan. Kendini arayan ve tam bulduğunu sanırken zaman zaman kaybolan bir insan olarak romanda beni kendine en çok çeken karakter, Nergis oldu. Genel olarak romandaki kadın karakterlere baktığımda bana düşündürdükleri şey belki de tüm kadınların içten içe hissettiği, ataerkinin getirisi olan yetersizlik hissiydi.
Kendini sevmeme ve hiçbir zaman yeterli görmeme duygusu… Nergis kendisini hiçbir güzelliğe layık görmeyen, kendisine yapılan jestler ya da güzel sözler karşısında hep bahane arayan bir kadın. Belki de anne babasının söylemiyle “istenmeyen çocuk” olarak doğmasından dolayı küçük yaşlardan itibaren bilinçaltına kodladığı bir sevilmeme, istenmeme duygusudur onun bu hissiyatı.
Annesinin Kurbanı Bir Kadın
Nergis’in annesi ise zamanında güzellik kraliçesi seçilmiş bir kadın. Onun güzelliğe, bakıma olan bu düşkünlüğü ise bana kendisini bu şekilde ailesine ve çevresine kanıtlama arzusu olduğunu hissettirdi. İlk başlarda annesinin mazisiyle zerre kadar ilgilenmeyen Nergis, romanın sonlarında ona anlayışla yaklaşmaya başlar. Hatta aynı kendisi gibi annesinin de resim yaptığını seneler sonra bu anlayışı sayesinde öğrenir.
Hayatlarımızda bazen anne babamızdan daha olgun olmamız ve aslında onlardan görmeyi beklediğimiz anlayışı bizlerin evlat olarak göstermesi gerekebiliyor. Fakat anne ve babalarımızın herhangi bir özelliğini hiçbir şekilde değiştiremeyeceğimizi anladığımız gün, büyüdüğümüz gün oluyor. Zira Nergis’te bu kabullenişe geçtikten sonra kendini bulmaya bir adım daha yaklaşmıştır.
Yedek Anneler: Ablalar
Nergis’in ev arkadaşı Eylem ise kardeşinin rahatsızlığından dolayı küçük yaşlardan itibaren omuzlarına yüklenen ablalık vazifesi için kendini feda eden bir kadın. ABD’de üniversiteye kabul aldığı halde kariyerini kardeşine yakın olmak için Almanya’da kurmuştur. Toplumda küçük yaşlardan itibaren ablalara yüklenen annelik vazifesi birçok kadının kendinden feragat etmesine neden olmaktadır.
Aynı şekilde Nergis’in diğer ev arkadaşı olan Dilrüba’da annesi ve erkek kardeşi arasında çıkan anlaşmazlıkta, annesine destek olmak için birçok fedakârlık yapar. Fakat bu fedakarlıklarının karşılığını, kavgadan bir hafta sonra annesinin erkek kardeşiyle barışıp Dilrüba’yı kibarca evden kovmasıyla alır. Bu durum eminim toplumumuzdaki birçok kadına tanıdık gelmiştir. Ataerkil sistemdeki aile yapısında, erkek çocuk ne yaparsa yapsın dönebileceği bir evi olduğunu bilir ve aileden kabul görür. Fakat kız çocukları gemileri yakınca bilir ki geri dönüşü hiç kolay olmayacaktır.
Birleştirici Gücün Kıymeti
Belirtmek isterim ki bu roman; içindeki tüm kadın karakterlerle, sadece cinsiyetimizden ötürü küçük yaşlardan itibaren maruz kaldıklarımızı, kronik olarak yaşadığımız bunalımı anlattı. Kendi hayatımdan benzerlikler görmek hem üzgün hissettirdi hem de itiraf etmeliyim ki içimi rahatlattı. Bu rahatlayış belki de kadın olarak hayatta maruz kaldıklarımız karşısında yalnız olmadığımı görmemden ve aynı Nergis, Dilrüba, Eylem gibi kadın kadına kenetlenerek güçlenebileceğimizi hatırlamamdan kaynaklıdır.
Yorumunuzu Yayınlayın