Paul Thomas Anderson’un yönetmenliğini yaptığı ve Upton Sinclair’in ‘‘Oil!’’ isimli romanından esinlenilen There Will Be Blood filmi, 20. Yüzyılın başlarında California’da geçiyor ve rekabetçi bir petrol madencisi olan Daniel Plainwiev ’in hikayesini bizlere sunuyor.
DANİEL PLAİNWİEV: GÜÇ ARAYIŞI
Filmin başında bir gümüş madeninde işçi olarak çalışan Daniel, merdivenin kırılmasıyla bir kaza geçiriyor ve yaralanıyor. Fakat buna rağmen sürünerek de olsa gümüşü almayı başarıyor. Hırslı ve inatçı Daniel’i tanıdığımız bu olayın üzerinden birkaç yıl geçiyor ve işleri biraz daha büyütmüş bir petrol madencisi olarak karşımıza çıkıyor. Daniel’in çalıştığı işçilerden biri kaza geçiriyor ve hayatını kaybediyor. Bunun üzerine Daniel, işçinin çocuğu H.W.’ yi evlat ediniyor ve kendi çocuğu gibi yetiştiriyor. Daniel’in H.W.’ yi evlat edinme sebebi iyilik yapmaktan ziyade kendi gücünü arttırma isteğinden geliyor. H.W.’ yi kendisine aile adamı imajı yaratmak için kullanıyor ve bu sayede işlerini büyütüyor. Annesi olmayan bir çocuk ve baba profili, iş yaptığı kişilerde acıma duygusu uyandırıyor ve Daniel’in daha güvenilir bir iş adamı olarak kabul edilmesinin önünü açıyor. Paul Sunday isimli bir gencin ziyareti, Daniel’in güce giden yoldaki kırılma noktalarında biri oluyor ve karşısına büyük bir iş fırsatı çıkıyor. Paul, ailesinin sahibi olduğu çiftliğin yakınında petrol olduğunu söylüyor ve bu bilgi için Daniel’den 500 dolar talep ediyor. Daniel teklifi kabul ediyor ve H.W. ile Little Boston’daki Sunday Çiftliği’ne doğru yola çıkıyor. Başlangıçta kendini avcı olarak tanıtan Daniel, arazide petrol olduğunu tespit ettikten sonra araziyi satın almak için çiftlik sahibi olan Paul’un babasıyla masaya oturuyor. Bu sırada Paul’un kardeşi Eli, pazarlığa müdahale ederek Daniel’in teklif ettiğinden daha fazla para ve kilise için de bir pay talep ediyor. Daniel kabul ediyor ve petrol çıkarma çalışmalarına başlıyor. Bu noktadan itibaren film, Daniel ve Eli’nin çatışması üzerine yoğunlaşıyor.
DANİEL VE ELİ’NİN ÇATIŞMASI
Dindar bir kişi olan Eli, kilisede vaaz veren ve kasaba halkı üzerinde etkisini artırmaya çalışan bir karakter olarak karşımıza çıkıyor. Daniel gibi o da bir güç arayışında ve kendisini bir dini lider olarak konumlandırmak istiyor. Hatta petrol madeninin açılışında Daniel’den kendisini tanıtmasını istiyor. Fakat bir anda kasabaya gelen ve burayı bir istihdam alanına çeviren Daniel, Eli için bir düşmana dönüşüyor. Kasaba halkına iş imkânı sağlayan Daniel, petrol işindeki başarısıyla da kendi gücüne güç katarken, Eli ise verdiği vaazlarla kasaba halkı üzerindeki etkisini korumaya çalışıyor. Madende gerçekleşen bir patlama, H.W.’nin sağır olmasına sebep oluyor ve bu olay, Daniel ile Eli’nin savaşını daha da kızıştırıyor.
AİLE VE PETROL
Daniel’in H.W.’ yi çıkarları için kullandığını ve bunun sahte bir aile kavramı olduğunu kabul ediyor olsak da Daniel’in yaşamının ‘‘Petrol’’ ve ‘‘Aile’’ kavramlarının arasında geçtiğini de kabul etmemiz gerekiyor. Daniel’i bu hususta Eli’den ayıran temel şeyin, toplumda kabul görme isteğinin olmaması olarak değerlendirebiliriz. Kaza sonrası H.W.’nin sağır olması, bu baba-oğul ilişkisine büyük bir darbe vuruyor ve Daniel’in aile eksikliği bu olaydan sonra daha da belirgin hale geliyor. Henry isimli bir adamın Daniel’e gelip onun öz kardeşi olduğunu söylemesi ise bu boşluğu tamamlamak için Daniel’e bir fırsat doğuruyor. Başta kabul etmese de daha sonra Henry’yi kardeşi olarak kabul ediyor. H.W.’nin bu durumu kıskanması sonucunda ise Daniel, H.W.’ yi evden uzaklaştırarak başka bir şehirdeki özel okula gönderiyor. Daniel’in Henry ile olan ilişkisi uzun sürmüyor ve Henry’nin kardeşi olmadığını, kardeşinin arkadaşı olduğunu ve onun yerine geçtiğini öğrendikten sonra Henry’i öldürüyor.
MUTLAK SON
Yıllar sonra Daniel; büyük bir zenginlik içinde, herkesten uzaklaşmış ve alkol bağımlısı bir adam olarak karşımıza çıkıyor. Nihai amacına ulaşan ve ekonomik olarak büyük bir güce erişen Daniel’in, aynı zamanda H.W. de dahil olmak üzere herkese düşman olan paranoyak bir adama dönüştüğünü de görüyoruz. Eli, Daniel’in kapısını çalıyor ve bu iki birbirine benzer düşman yıllar sonra karşı karşıya geliyor. Eli’nin de başarılı ve kitlelere hitap eden etkin bir din adamı olduğunu, fakat ekonomik olarak zor durumda olduğu için Daniel’den bir petrol yatağının yerini söylemesi karşılığında para istemeye geldiğini öğreniyoruz. Daniel, Eli ’den sahte bir peygamber olduğunu ve tanrının sahte olduğunu itiraf etmesini istiyor. Sonrasında ise Daniel Eli’yi öldürüyor ve film bitiyor.
KAPİTALİZM VE DİN
There Will Be Blood filmi, Kapitalizm ve Din kavramları arasındaki ilişkiye odaklanıyor ve bu kavramların birey ve toplum üzerindeki etkilerini gözler önüne seriyor. Daniel Plainwiev, güç ve zenginlik elde edebilmek için her türlü ahlaki sınırı aşabilecek bir karakter olarak karşımıza çıkıyor ve kapitalizmin doğasını anlamamızı sağlıyor. Eli Sunday karakteri ise, toplumda güçlü bir konum elde etmeye çalışan ve kendi menfaatleri doğrultusunda dini kullanan bir figüran olarak karşımıza çıkıyor. Daniel ve Eli arasındaki çatışma, Kapitalizm ve dini inanç kavramları arasındaki genel çatışmayı simgeliyor ve her ikisinin de amaçları için ne kadar ileri gidebileceklerini bizlere en yalın haliyle gösteriyor. Paul Thomas Anderson imzalı film, insan bireyselciliğini mükemmel biçimde tasvir ediyor ve izleyicilerin bu iki gücün insan ruhu üzerindeki etkilerini sorgulayabilmelerini sağlıyor.
Yorumunuzu Yayınlayın