YAŞAMI
Matthew Arnold, okul müfettişi olarak çalışan İngiliz Viktorya dönemi şairi, edebiyat ve toplum eleştirmenidir. 1828’de Thomas Arnold, o yıl ailenin ikamet ettiği Rugby Okulu’nun Müdürü olarak atandı. 1831’den itibaren Arnold, Laleham’da rahip amcası John Buckland tarafından eğitildi. 1834’te ailesi, Göller Bölgesi’nde Fox How adlı bir tatil evine taşındı. Orada William Wordsworth ile komşu olan Arnold sonraları bu şairle dostluk ilişkilerini ilerletti. 1836’da Arnold, Winchester Koleji’ne gönderildi, ancak 1837’de Rugby Okulu’na döndü. 1849’da ilk şiir kitabını yayınladı.
MATTHEW ARNOLD VE EDEBİ ELEŞTİRİ
Edebi eleştiri, edebiyat eserlerinin karşılaştırılması, analizi, yorumlanması yahut değerlendirilmesidir. Batı edebiyatı tarihinin başlangıcı kabul edilen Antik Yunan filozoflarına kadar dayanan bu kökler aslında psikohistorik açıdan baktığımızda kendi tarihimize de ışık tutar. Platon’u milat olarak aldığımızda yazdığı Sokratik dialoglardaki Sokrates karakteri bir bakıma Antik Yunan’ın maskülen ve ataerkil yapısını bize göstermektedir. Sokrates’in yaşadığı bir muallak dahi olsa Platon’un fikirleri hâlâ canlıdır. Batı edebiyatı bu kökenden oldukça esinlenmiştir. İngiliz edebiyatında ise eleştiri açısından belli başlı isimler öne çıkmaktadır. Dryden, Ben Jonson, Sir Phillip Sidney, Matthew Arnold önde gelen isimlerden sadece birkaçıdır.
Arnold, edebiyat eleştirisine önemli bir toplumsal işlev kazandırmış ve akademide enstitüleşmesinin yolunu açmıştır. Edebiyatı ve okumayı dünyadaki gerekli faaliyetler olarak görmüş ve şiirin temelde bir yaşam eleştirisi olduğu konusunda ısrar etmiştir. Arnold’a göre bir şairin büyüklüğü, fikirlerini hayata entegre etmesi şu soruyla başlar; Nasıl yaşamak? Edebiyat üretiminin gerektirdiği fikirlerin ve yüksek standartların bağlamını oluşturmaktan ve sürdürmekten ciddi eleştirinin sorumlu olduğuna inanıyordu. Arnold için edebiyat, toplum ve kültürle hayati bir şekilde bağlantılıdır. Arnold bugün dahi birçok eleştirmenin savunduğu bir edebi ve kültürel hümanizm idealini temsil etmeye devam ediyor. Ancak aynı ideal, radikal eleştirmenlerin ve çağdaş edebiyat teorisyenleri tarafından karmaşıklaştırılmakta veya altı oyulmaktadır.
Arnold, eleştiriyi esnekliği, yeni deneyimlere açıklığı ve merakı içeren bir şey olarak tanımlar. Fransız post-strüktüralist felsefenin de kullandığı biçimde özgür iradeye değinir ve ona göre eleştirmen tarafsız olmalıdır. Bunu ”disinterestedness” olarak adlandırır. Ona göre pratik dünyası ve idealar dünyası diye iki tanım bulunmaktadır. Pratik her şeydir. Doğru olanın ahlakî olduğuna inanmaktadır. Başkalarının doğrularını kendi üzerinde uygulamaktan çekinmemiz gerektiğini çünkü bizi yanıltacağına inanmaktadır. Ona göre eleştirinin amacı dünyadaki her şeyi bilmek ve bunu insanlara aktarıp öğrenme ortamı sağlamaktır. Liberal bir görüşe bağlı olduğundan edebiyat eleştirisinde de Matthew Arnold, eleştirinin bağımsız ve özgür olması gerektiğini ancak özgür ortam yaratılırsa rahatça bunun yapılacağına inanmaktadır. Ona göre eleştiri her şeyden üstündür ve eleştiri yol göstermeden bir şeyleri öğrenebilmek çok az insan tarafından yapıldığından, mutlaka eleştirinin yol gösterici olması gerektiğine inanmaktadır.
Arnold için kültür, çelişkili değil, seçici ve harmoniktir. Eleştiri ve kültür, birey üzerindeki yararlı etkileri nedeniyle, sürekli derinlemesine düşünme eylemlerini teşvik ettikleri ve kişilerin kayıtsızlığa ve kişisel tatmine düşmesini engelledikleri için büyük önem taşımaktadır. Klasik liberal muhafazakâr anlayışı benimseyen yazar, edebi eleştirisinin yanında kültür ve politika eleştirilerinde de bulunmuştur.
Kaynakça:
https://libguides.dickinson.edu/
Machann, C (1998). Matthew Arnold: A Literary Life. Springer.
The Norton Anthology of Theory & Criticism Second Edition by Vincent B. Leitch (Editor), William E. Cain (Editor), Laurie A. Finke (Editor)
Alexander, Edward (2014). Matthew Arnold and John Stuart Mill. Routledge.
Yorumunuzu Yayınlayın