Ayrancı Antika Pazarı, Ankara’nın Çankaya ilçesinde yer almaktadır. Her ayın ilk Pazar günü antika severleri ve antika koleksiyoncularını buluşturmaktadır.

Pazarın ziyaretçileri; genç yaşlı, çocuk, öğrenci, emekli şeklinde geniş bir spektrumu oluşturmaktadır.

Antika Pazarı’nda eşyaların hikayeleri kadar, insan hikayelerine de tanık olmak mümkün.

Sergilerde; porselen bebek, saat, oyuncak, puro, kibrit, kahve fincanı, para, fotoğraf, pul, plak, kitap,  gibi çeşit çeşit eşya yer almaktadır.

Bazı ziyaretçiler ise; bir şekilde ellerine geçmiş olan antika eşyalarına değer biçilmesi için pazarın yolunu tutuyor.

Maskeler de tezgahlarda yerlerini alan ürünler arasındadır.

Pazarda dolaşırken 80’lerde, 90’larda çocuk olmanın, bu eşyalara anlam yükleme bakımından önemli olduğunu düşünenlerin çoğunlukta olduğunu söyleyebilirim.

Ziyaretçilerin ortak şikayeti ise; fiyatların pahalı olmasıdır. Hatta bir sergide dolar üzerinden satış yapılmaktadır.

Geçmiş ve gelecek arasında adeta bir köprü niteliğinde olan bu eşyalar, koleksiyoncular tarafından muhafaza edilmektedir.

Porselen bebekler, süs eşyası olarak evlerimizde yerlerini almaktadırlar. Masum ve mutlu yüz ifadeleri görenlerin iyi hissetmesine sebep olmaktadır. Kişiler üzerinde pozitif etki bırakmaktadırlar.

Porselen bebekler; ilk olarak Almanya’da yaygınlaşmıştır. Alman Porselen endüstrisi, 1800’lerin ortalarından itibaren porselen
bebekleri üretmeye başlayarak Sanayi Devrimi’nin olumsuz sonuçlarından biri olan çoğul, hızlı ancak kalite ve bireyi dışlayan üretim anlayışını reddeden bir tavır sergiler. (Ensari 2016,5).

Zamana meydan okuyan bu eşyalar Ayrancı Antika Pazarı’nda yeni sahiplerini beklemektedirler. Kim tarafından üretildiği, kimin satın aldığı, neler hissettiği hep meçhul kalacaktır. Antika, anonim meçhul sahiplik hikayelerinden meydana gelmektedir.

Kaynakça:

Aker Ensari, S. “AVRUPALI BİR GELENEK: PORSELEN BEBEKLER”, İdil E-Dergi Sayı, 27(5), 2016, 5.