Loreena McKennitt, modern Kelt müziğinin en öne çıkan isimlerinden biri. Ancak onun müziğini sadece Kelt müziği olarak tanımlamak doğru olmaz; Batı ve Doğu müziklerinden, mitolojiden, şiirden ve tarihten ilham alarak evrensel bir müzik üretiyor. Müziğinin ölümsüzlüğü gün geçtikçe daha da belirginleşirken, özgün tarzı dinleyiciyi farklı zamanlara götüren bir köprü işlevi görüyor. Kendine özgü tarzı, soprano vokali ve etkileyici enstrümantasyonu ile benzersiz bir müzisyen olan McKennitt, dinleyiciyi derin bir yolculuğa çıkarıyor.
Loreena McKennitt Kimdir?
17 Şubat 1957’de, İrlanda ve İskoç kökenli ebeveynleri Jack McKennitt ve Irene Dickey’nin kızı olarak Manitoba, Kanada’da doğdu. Manitoba’daki Mennonite topluluğunun müzik geleneklerinden etkilenerek müziğe olan ilgisini keşfetti.
McKennitt, müzik kariyerine başlamadan önce veteriner olmak için Winnipeg’deki Manitoba Üniversitesi’ne kaydoldu. Burada, onun gibi müzik dünyasında başarıya ulaşacak olan Neil Young, Joni Mitchell ve Gordon Lightfoot gibi Kanadalı müzisyenlerle halk müziğine yöneldi. 1974’te ilk kez Winnipeg Halk Festivali’nde sahne almasının ardından Kelt müziğine ilgi duymaya başladı. Bu müziği yerinde dinlemek için İrlanda’ya yaptığı ziyaretin ardından, Kelt müziğine tutkuyla bağlandı, Kelt arpını çalmayı öğrendi ve ilk albümünü kaydetmek için Toronto’da St. Lawrence Market dahil olmak üzere çeşitli yerlerde sokak müzisyenliği yapmaya başladı. 1981’de Stratford Festivali’nin oyunculuk ekibine katılmak için halen yaşamaya devam ettiği Ontario, Stratford’a taşındı.
Müzik Kariyeri
1985 yılında Loreena McKennitt, ilk albümü Elemental’i kaydederek, çiftlik evinin önünden geçen köy yolundan ilham alarak Quinlan Road adlı plak şirketini kurarak albümünü piyasaya sürdü. Bunu, 1987’de To Drive the Cold Winter Away ve 1989’da Parallel Dreams albümleri izledi. Bu albümler ve başarılı canlı performanslar, onun müzik dünyasında dikkat çekmesini sağladı.
1991’de Warner Music Canada ile bir dağıtım anlaşması imzalayan McKennitt, kariyerinde yeni bir döneme adım attı. Bu işbirliğinin ilk ürünü olan The Visit albümü, uluslararası başarı kazandı ve altın ile platin ödülleri aldı. Ancak bu başarı, 1994’te çıkan The Mask and Mirror ve özellikle dünya çapında bir hit haline gelen 1997 tarihli The Book of Secrets albümleriyle daha da zirveye ulaştı. Albümün MTV video hiti The Mummers’ Dance, hem ABD radyosunda hem de dünya çapında büyük bir başarı elde etti. Albüm, dünya çapında dört milyonu aşkın satış rakamına ulaştı. Kanada’da 3 numaraya yerleşmesinin yanı sıra, Yunanistan ve Türkiye’nin albüm listelerine ilk kez girerek 1 numaraya yükseldi. Bu başarılarının ardından, ürettiği birçok eserle şöhretini artırdı. 2019 yılında çıkardığı Lost Souls albümüne kadar müziği, her zaman sevenleri tarafından dinlenmiş ve takdir kazanmıştır.
McKennitt, Kanada’nın yıllık müzik ödülü olan Juno’yu iki kez kazandı. Ayrıca, 1997’de Billboard’un uluslararası başarı ödülüne layık görüldü. Bugüne dek ABD, Kanada, Avustralya, Yeni Zelanda, Brezilya, Fransa, İspanya, İtalya, Yunanistan ve Türkiye gibi ülkelerde altın, platin ve çoklu platin sertifikaları elde etti. Manitoba ve Kanada Özel Nişanları’na layık görülürken, Kraliçe II. Elizabeth tarafından verilen “Golden” ve “Diamond Jubilee” madalyalarını da aldı.
Büyüleyici Müziği
McKennitt’in albümlerinde yer alan eserler arasında yalnızca bir şarkının onu tanımladığını söylemek sanatçıya haksızlık olur. Onun müziğinin derinliğini anlamak için önce albümlerini incelemek gerekir. En çok dinlenen albümü olarak The Book of Secrets öne çıkıyor. İmza albümlerinden biri olan The Visit albümündeki Tango to Evora adlı eseri de çok beğenilen eserlerinden biri.
The Mask and Mirror albümü, İspanya’daki Kelt kültürüne sahip ve Arap etkisinin yoğun olduğu Galiçya bölgesini incelediği bir araştırmayla başladı. Sonuç, Kelt ve Arap müziği öğeleri içeren bir albüm oldu. Albüm kapağındaki notlara göre, An Ancient Muse albümü, İpek Yolu boyunca çeşitli kültürler arasındaki seyahatlerinden ve bu kültürler hakkında yaptığı okumalardan ilham aldı. Bu albümünde ise The Mystic’s Dream adlı eseri öne çıkmaktadır.
Onun eserlerinde doğa, mistisizm, aşk, kayıp ön plandadır. Sahneye çıktığında sadece sesiyle değil, müzik enstrümanlarını kullanımıyla da zengin bir müzik deneyimi sunar. Geleneksel enstrümanlar olan arpa, flüt ve davul gibi aletlerin yanı sıra, klasik müzik ve dünya müziği unsurlarını da kullanmaktadır. McKennitt’in vokalleri, güçlü ve etkileyici bir anlatım sunarak dinleyiciyi derin bir duygusal yolculuğa çıkarır. Albümlerinde yer alan parçalar genellikle hikaye anlatımına dayalıdır ve dinleyiciyi geçmişe götüren bir atmosfer yaratır.
Diskografi
- Elemental (1985)
- To Drive the Cold Winter Away (1987)
- Parallel Dreams (1989)
- The Visit (1991)
- The Mask and Mirror (1994)
- The Book of Secrets (1997)
- An Ancient Muse (2006)
- A Midwinter Night’s Dream (2008)
- A Mediterranean Odyssey (2009)
- The Wind That Shakes the Barley (2010)
- Troubadours on the Rhine (2012)
- Lost Souls (2019)
Müziği, sadece bir dinleti değil; bir keşif, bir meditasyon, kaybolmuş bir dünyanın hatırlanmasıdır. Loreena McKennitt, müziğinde olduğu kadar ruhunda da bir gezgindir ve bu, müziğindeki zengin anlatımla hissedilir. Onun müziği, sınırları aşan, farklı kültürleri bir araya getiren ve insan ruhuna dokunan nadir bir miras olarak kalacaktır.
Yorumunuzu Yayınlayın