Osmanlıda: Dans ve Kadın İmgesi
15. yüzyıl Çeng Çalan Kadın Sazende, TSMK H 2153, v.171b
- ‘’Çeng’’ dişil çalgılar sınıfında tasnif edilen çalgılardan biridir. Gelibolulu Mustafa Ali kendi döneminde müzik aletlerini anlattığı eserinde, kendi yaşadığı dönem içerisinde kullanılan müzik aletlerini tarif etmiş, bazı çalgıları ‘’eril ve dişil’’ olarak sınıflandırmıştır.
- Din dışı alanın hareket sistemlerinin başında ise imparatorluğun İstanbul, İzmir ve Selanik gibi büyük şehirlerinde; kahvehanelerde, konaklarda, saray içinde ve büyük şenliklerde profesyonel olarak icra edilen dans türleri vardı. Profesyonel oyuncular kentlerde belli bir lonca sistemi altında örgütlenirdi. Bu icracıların pek çoğu köçek olarak adlandırılan oğlanlardı.
- Surnamelerdeki minyatürler kadınlara daha az yer vermesine rağmen, kadın çengilerin de saray hareminde, konaklarda ve kimi zaman hanlarda oynadıkları bilinmektedir.
- Osmanlı dünyasında yer alan bütün bu dans biçimleriyle ilgili kaynakları, genel olarak surnamelerdeki sözel ve görsel metinler ile Avrupalı gözlemcilerin anlatıları ve çizimlerinde bulabiliyoruz. Burada her kaynağın kendine özgü anlatım yöntemlerine dikkat etmek gerekir. Surnameler törensel etkinliklerin görsel temsilleri bakımından zengindir, ama sözel anlatı olarak dansların tarihsel bağlamda nasıl icra edildiklerine dair pek çok soruya cevap vermede yetersiz kalırlar. Surnameler, şenliklerin gösteri sanatlarıyla ilişkisinden ziyade maddi kültürünü anlatmaya odaklanır.
- Rakkas; dans eden kimse. Eski kaynaklarda çoğu zaman köçek deyiminin yanında rakkas deyimi geçmektedir. (And, 1 983, s. 72)
- Köçek; 1. Hoppaca davranan ölçüsüz kimse. 2. Kadın kılığına girerek çengi gibi oynayan erkeklere verilen ad. Köçek havası, köçeklerin oynamalarına uygun oyun havası gibi tanımlamalarla açıklanmaktadır.
- Çengi; 1. Çalgı eşliğinde oynamayı meslek edinmiş kadın. 2. Eski sözlüklere göre çengi, çeng denilen ve arp çalgısına benzeyen telli çalgıyı çalana verilen ad.
Surnameler ve Tasvirler
Osmanlı’da dansın en gözde iki unsuru olan köçekler ve çengilerin varlığı surnamelerde yer alan kitapların minyatürleri bizlere kaynak oluşturur. Osmanlı kültürü içerisinde köçek ve çengiler gayri Müslimlerden oluşur. Saray adına hizmetli ya da devşirmeler gibi çocuk yaştan itibaren bu görevler için eğitilmeleri ve ancak belirli bir yaşa kadar devam edebilmiş olmaları da bir düzenin parçasıdır. Kendilerine has kıyafetleri, çalgıları, dini halleri, yaşları, cinsiyetleri gibi sınıflandırmaların belirli durumlar dahilinde olduğu araştırmalar sonucu belirlenmektedir.
Dans; Osmanlı şenlikleri, düğünleri ve eğlencelerinde saray dışında ya da içerisinde var olmuştur. Sultan II. Mahmut döneminde (1828) , reformların başlamasına kadar yerlerini korumuşlardır. Raks, harem içerisinde yer alan meclis ve şölen eğlencelerinin şüphesiz bir parçası olmuş olacaktır. Konu dahilinde ‘’harem’’ ne kadar gizli ve fanteziye aç bir ilgi odağındaysa, kadınlardan oluşan ‘’dans etme/raks’’ o kadar ilgi çekici olup, dönemin ressamlarınca bir o kadar konu rağbet içerisindedir.
Bu noktada bir sonraki yazımı ’’Oryantalizm İlgisinde: Dans ve Kadın İmgesi’’ başlığında İtalyan Oryantalist Ressamlar eserlerini değerlendireceğim.
Yorumunuzu Yayınlayın