Radyo tiyatrosu, bir oyunun bir stüdyo ortamında ses efekti ve müziklerle birlikte seslendirilmesidir. Ortaya çıktığı zamanlarda büyük ilgi gören radyo tiyatrosu günümüzde ilk haliyle varlığını sürdürmüyor olsa da dinlemek isteyenler için hala erişilebilir durumda.
RADYO TARİHİ
Radyonun icadı aslında telsizle başlıyor. Alman fizikçi Heinrich Rudolf Hertz 1888’de ilk olarak yüksek frekanslı elektromanyetik dalgalar elde etmiştir. Sonrasında bunu insan sesinin gönderilmesine çeviren ve telsizi bulan kişi ise 1895’te İtalyan Guglielmo Marconi olmuştur.
Başlarda haberleşme ve daha çok siyasal amaç için kullanılan radyonun topluma kazandırılması 1920’leri bulmuştur. Türkiye’de ise ilk radyo yayını, 6 Mayıs 1927’de yapılmıştır.
Radyo yayıncılığı ve radyo kullanımında, 1930 ve 1950’ler arasındaki dönem doruk noktası olarak görülebilir. Bu dönemde özellikle II. Dünya Savaşı’nın etkisi büyüktür. II. Dünya Savaşı’nda radyo bir propaganda aracı olarak kullanılmış ve radyonun insanlar üzerindeki etkisi fark edilmiştir.
RADYO TİYATROSU
Dünyanın ilk radyo tiyatrosu, birkaç tartışma olsa da Richard Hughes’ ın 1924 yılında yazdığı ‘’A Comedy Of Danger’’ isimli eseri olarak kabul edilir.
İşitsel bir araç olan radyo bu özelliği sayesinde kendisini adeta dinleyicilerinin hayal gücüne teslim eder. Öyle ki bu hayal gücü, zamanında ufak çaplı bir kaosa sebep olmuş.
30 Ekim 1938’de, Amerika’da, H. G. Wells’in Dünyalar Savaşı isimli romanını Orson Welles radyoya uyarlamıştır. Romanın konusu Marslıların gezegeni işgal etmesi üzerinedir. Bu canlı yayını dinleyenler gerçekten de o anda Marslıların saldırısı altında olduklarını düşünerek sokaklara çıkıp kaçmaya çalışmışlar ve insanlara bunun gerçek olmadığını inandırmak biraz zor olmuş.
Türkiye’de ise radyo tiyatrosu 1940’lı yıllardan sonra yaygınlaşmaya başlamıştır. Özellikle 60’larla birlikte Radyo Tiyatrosu ve Arkası Yarın gibi programlar çok fazla sevilmiş ve dinlenmiştir. Bu programların özelliği oyunları bölümlere ayırarak haftanın belirli gün ve saatlerinde yayımlanmaları. Böylelikle merak unsuru da ön planda tutularak dinleyicilerin oyunun devamını dinlemeleri için ertesi günü beklemeleri sağlanıyordu.
Günümüzde bilindiği gibi radyo kullanımı artık yok denecek kadar azalmış veya radyo kullanım pratiği teknolojinin gelişmesiyle birlikte değişimlere uğramış olsa da isteyenler için radyo tiyatrosu dinlemek hala mümkün. Hem ulusal kanallardan hem dijital platformlardan bu yayıncılık türü sürdürülmeye devam etmekte.
Bununla birlikte artık üreticisi olmak da daha kolay. Son yıllarda podcast tiyatrosu yükselişe geçmiş durumda. Spotify gibi uygulamalar stüdyo ortamında olmadan da bu işin gönüllülerine radyo tiyatrosu kaydı yapma imkânı sağlıyor.
Kaynakça
- Bölükbaş, K. (2020). Türkiye’de Radyo Tiyatrolarının İlk Yılı (1941-1948) “Radyofonik Piyesler”. Astana Yayınları.
- Cankaya, Ö. (2013). Kaybolan Bir Program Formatı: Radyo Tiyatrosu . Selçuk İletişim , 6 (4) , 5-17 .
Yorumunuzu Yayınlayın