Film, müzik ve edebiyatta olduğu gibi siyahi kültür, oyun tarihinde de ilkel kolektif algımıza göre şekillenmiş ve şekillenmeye de devam etmektedir. Siyahi insanlar; popüler medyada stereotipler, mecazlar ve ırkçılığın temel yapısıyla, patriarkayla, heteronormativite ve diğer sistemik baskılar ile temsil edilirler.
Video oyunları; toplumdaki baskın sınıfın değer sistemlerini ve hiyerarşilerini oluşturan, bunları yeniden pekiştiren, karmaşık, görsel kültürel sistemlerdir. Bu nedenle video oyunları, ırkçı olabilme potansiyeli taşımaktadır.
Siyahi video oyun karakterlerinin tarihi, bir başarısızlık öyküsü değildir. Tıpkı gerçek hayatta olduğu gibi, siyahi karakterler pikselleşmiş parametrelerinden kurtulup, video oyunlarındaki ırk kavramının daha otonom ve karmaşık bir resmini çizebilirler.
Erken Dönem Spor Video Oyunlarında Siyahi Karakterlerin Tasviri
İlk siyahi oyun karakteri, video oyun ekranlarında 1976 yılında kendini tartışmalı olarak gösterdi. Çünkü oyun gri ekranda bir beyaz bir de siyah oyuncu ile oynanmaktaydı.
1987 yılında, aynı oyunun renkli ekranlara taşınmasıyla birlikte, oyuncunun ırkı reddedilemez şekilde görünür olmuştu. (Oyun: Heavyweight Champ) Boks oyunları dışında siyahi oyun karakterleri, basketbol oyunları ve oyun kapaklarında olmak üzere, iyi ya da kötü sporcu stereotipiyle, erken dönem video oyunlarında belirgin şekilde yer almıştır.
Sahalardan Sokaklara: Renk Seçimi ve Beat ’em Up Oyun Türü
80’lerin sonu ve 90’ların başlarında oyuncunun, karakterini farklı ırk ve cinsiyetlerden oluşan bir “karakter havuzundan” seçmesine izin veren bir oyun türü ortaya çıkmıştı. Bu oyunlar içinde en büyük adımı atan, 1986 yılında SEGA’nın “Quartet” adlı oyunuydu. Daha sonra 1988’de ortaya çıkan iki oyunda ise siyahi karakterler bulunuyordu ancak sadece yardımcı oyuncu olarak (ikinci oyuncu olarak) seçilebiliyorlardı. Ardından çıkan oyunlarda ise siyahi karakterler karşımıza pasif rollerde çıkmaktaydı. Bu pasif karakterler, oyunlardaki stereotip ve ırk tabanlı gösterimleriyle (düşman, getto stili vb.) dikkat çekmekteydiler.
Son olarak çıkan oyunlarla beraber, siyahi karakterler birincil oyuncu olarak da seçilmeye başlandı. Ancak hala popüler stereotipe bağlı olarak (Ana akım Hip-Hop kültürü, uyuşturucu çetesi hikayeleri) yani Amerika’nın inanç sistemi ve ırk ilişkileriyle şekillenen oyunlar geliştirilmekteydi. Stuart Hall’un de kavramına göre, medyada siyahi, “kahverengi” karakterlerin ırkçı basmakalıplarla ve oryantalist bakış açısı ile resmedilmesi, bu karakterlerin cam tavanlarının ötesine geçmesini engellemekteydi.
Tek Oyunculu Deneyim
Daha önceden bahsettiğimiz oyunlar, oyunculara siyah ve beyaz karakterler arasında seçim hakkı veriyordu ama hiçbiri, oyuncuyu siyahi bir ana karakterle oynamak zorunda bırakmıyordu. 1986’da yeni nesil konsollarla (Commodore 64) birlikte, siyahi ana karakterli tek oyunculu oyunlar, piyasaya sürüldü. Bunlardan biri; “Mandroid” isimli, yarı robot ve siyahi bir ana karakteri yönettiğimiz oyundu. Diğer oyun ise; “Street Beat” isimli, aşırı stereotipleşmiş, disko şarkıları çalarak hedefine ulaşmaya çalışan, yolda “Gettoblaster” adlı silahı ile insanları dans ettirdiğimiz bir oyundu.
90’lar ve 2000’lerin başında, daha fazla siyahi karakteri yönettiğimiz film ve çizgi roman uyarlaması oyunlar kendini göstermeye başladı. Ayrıca Hip-Hop ve Rap kültüründen esinlenmiş oyunlar (GTA San Andreas, 50 Cent: Bulletproof) da fazlaca ortaya çıkmıştı. Bu periyot bizlere gösteriyor ki; oyunlardaki siyahi ana karakterler, öznellikleriyle değil, genel Hip-Hop kültüründen, spor süper starlarından ya da büyük bütçeli filmlerden alınmış karakterlerdir. Ancak 2000’li yıllarda, dünya düzeni düzelmeye başladı ve daha incelikli siyahi karakterler ortaya çıkmaya başladı.
Oyun tarihi, stereotipleşmiş ve belli bir öznelliği bulunmayıp, tamamen popüler kültürden beslenen siyahi karakterleri, kullanmaktan vazgeçmeye başladı. Ancak hala “Gears of War (2006)” oyun serisindeki Cole Train karakteri, “Final Fantasy VII (1997-2020)” oyunundan Barret Wallace gibi karakterler, bu stereotipleşmeyi aşamamışlardır. Daha sonra çıkan “GTA (Grand Theft Auto)” oyun serisi, siyahi karakterlere yeni bir derinlik katmıştır. Fakat bu siyahi karakterleri okuma ve yaratma konusundaki diyalektik görüş, siyahiliğin tarih tarafından dayatılmış sınırları dışına çıkamamıştır.
Bunların yanı sıra oturmuş diyalektik görüşün dışına çıkmayı başarabilen karakterler de mevcuttur. Örneğin; “The Walking Dead (2012)” oyunundan tarih profesörü Lee Everett, “Mafia III (2016)” oyunundan Vietnam Savaşı Gazisi karakteri, “Watch Dogs 2 (2016)” oyunundan hacker olan Marcus Holloway ve en önemlisi, yeni çıkan “Spider-Man” oyunundaki Miles Morales karakteri, buna örnek gösterilebilir.
Çeviri: Şevval Çelikten
Orjinal Site: https://www.wired.com/story/black-character-history-video-games/?mbid=social_twitter&utm_brand=wired&utm_campaign=falcon&utm_medium=social&utm_social-type=owned&utm_source=twitter
Yorumunuzu Yayınlayın