TANRI YAŞIYOR, HEM DE BRÜKSEL’DE BİR APARTMANDA!
Filmlerde genel olarak dinsel mizah- hele bunlar semavi dinlerse- yapılmak istenmez. İyi ve ahlaklı olan mizah her zaman daha kabul edilir olmuştur ya da denildiği gibi tanrının mizahlaştırılması ona olan korkuyu azalttığı için kullanılması hoş karşılanmamıştır. Bunun nedenleri çok basit aslında dini değerleri aşağıladığı gerekçe gösterilerek karşı kitle oluşturma, tanrı ve peygamber tasvirleri oluşturma; semavi dinlerde olan başkasının aşağılık durumuna gülmenin günah sayılması vb. gibi toplumsal tepkilerden kaçınma. Buna tezat olarak gösterilecek şeylerde mizahın tıpkı din gibi zor zamanlarda yardıma gelen bir sığınak görevi gördüğü.
Mizah ve Din
Türkiye’de yazılan ve yapılan akademik çalışmalar bir süredir dinin mizahla olan ilgisi üstünde dursa da toplumsal olarak kabul edilmesi zor bir şey olarak görüyorum. İslamiyet’te gelişen sözlü kültüre ters olarak tasvir ya da akılda bir figür uyandıracağı için ‘dini buna alet ettiler’ tarzı yorumlanarak daha sert tepkiler alabilir. (Türkiye dışında çoğu İslamiyet’in olduğu coğrafyada bunu görebiliriz.)
Mizahın oluşu ‘Din, Mizah ve Dinsel Komedi ‘de geçtiği gibi umut ve dirayet getirir. Her şeyin mizahının olması bunların yanı sıra özgürlüğü de getirir. Hristiyan dünyasında buna farklı olanaklar sunan durumlar vardır. Yazıldığı gibi Katolik mezhebinin film dünyasına etkileri uzun süre devam etmiş olmakla beraber tasvir yapma, resimler ve ikonalar bu din için daha uygundur. Yahudilik ya da İslamiyet’in tersine görsel imkanlar kısıtlanmış değildir.
Genel olarak savunulan kötülükler iyilikleri anlamamız için verilen bir sınavdır anlayışı filmde aksi şekilde anlatılmış. Canı sıkıldığı için insanı yaratan tanrı daha sonra ufak eğlenceler için kötülüğü de yaratmış bununla zaman geçirmeye başlamış. En çok da kendi yaptığı Murphy Kanunları onu eğlendirirken daha sonra rahatsız etmiştir.
Filmin Teması
Filmin ana merkezinde klasikleşmiş aile düzeni, aile içi çatışmalar ve ataerkil düzen gibi eleştiriler vardır. Filmdeki tanrı baba, alışılmış şekilde sevgi göstermeyen, partneriyle istekleri dışında konuşmayan, görevler dağıtan, çocuklarıyla çatışmada olan – özellikle erkek çocuk ile- uyguladığı şiddeti de ‘beni buna siz zorladınız’ yaklaşımında olan bir kişidir. İktidarın tek sahibi olmak istediği için herkese görev ve yasaklar koyan, kendi sınırlarını kesin bir biçimde çizen bu yüzden de odasına girmenin, eşyalarını kullanmanı kesinlikle yasaklar. Yazıldığı gibi kendini bile sevemeyen tanrı, çocukları tarafından da yeterince sevilmediği için daha da hırçın bir durumdadır, kendini kabul ettirmek baskıyı kullanır. Tanrı baba herkesçe söylenen mitler gibi her şeye sevgiyle yaklaşan, huzur isteyen biri olarak değil karmaşa ve şiddetten zevk alan biri olarak yazılmış bunun nedenin de cinsiyetinden dolayı olduğu alt metin olarak verilmiştir.
Karakterler ve Temsil Ettikleri Durumlar
Kızı Ea (Ea aynı zamanda Sümer, Eskiçağ Yakın Doğu Helen Toplumlarında da tanrı ve tanrıça olarak geçmektedir.), babasının aksine yarattığı kötülüklere anlam veremeyerek neden yaptığını sorgulayarak sürekli çatışma halindedir. Bu durum evde sürekli bir huzursuzlukla beraber babanın iktidarını sorgulamaya kadar gitmiştir. Bu çatışma daha önce evde olan erkek çocukla da yaşandığı için– oğlu İsa’nın temsilidir –, baba doğacak sorunları bildiği için sürekli kızını küçük görerek, yasaklar koyarak engellemeye çalışmaktadır. Sonunda beklendiği üzere baskıdan kurtulmak isteyen Ea, hem babasından intikam almak için hem de ondan kurtulmak için babasının insanlar üstünde sağladığı en büyük gücü, yani insanların ölüm tarihlerini açıklayarak insanları tanrıya karşı umursamaz duruma getirerek intikam almaya çalışır. Bir yandan da abisinin yapmaya çalıştığı ama tam olarak yapamadığını yapmak için -havarileri rastgele seçerek annelerinin istediği 18 havariyi tamamlamak için- evden ayrılır. Tanrı baba filmin içinde sürekli olarak erkek çocuktan yakınır, ona karşı sevgisi yokmuş, çocuğun başına buyruk biri olduğu şekillerde konuşmalarda bulunur. – bunun sebebinin de otoritesinden çıkıp kendine 12 havari seçmesi – Tanrı yaşanacakları önceden de bildiği için Ea’nın amacını anlayıp onu eve geri döndürebilmek için kendi yarattığı dünyaya gelerek kızının da kendisine karşı çıkmasını önlemeye çalışır.
Ea ‘yı aramak için dünyaya gelen tanrı, evi ve odasını boş bırakır. Mutsuz şekilde ev işlerine mahkûm edilen kadın evde erkeğin olmayışıyla daha mutlu daha rahat hareketlerle ev işlerine başlar. Tesadüf eseri yeniden başlattığı dünyada güzel şeylerin olmasıyla yani ‘kadınsı’ şeylerin olmasıyla kızı Ea, hemen anlayarak “Bu annem!” tepkisini verir. Çünkü cinsiyetçiliğe karşı çıkarken bile güzel ve huzurlu her şey kadından beklenir.
Sonuç ve Eleştiri
Değişen düzenle her kötü şey güzel olarak yansıtılmaya başlanır. Erkekler sayesinde başlayan savaşlar, yıkımlar artık olmaz. Dünya masallardan çıkmış gibi büyük bir anne şefkatiyle yeniden oluşur. Kadının eline fırsat verilse kadın her şeyi halledebilir düşüncesi bu kısımda sanırım baskın çıkıyor ama önemli olan eşitlik sağlamaksa bu durum tezatlık yaratmaz mı? Ancak şöyle de bir yan var erkek otoritesinden çıkıp anaerkil dünyanın huzuruna kavuşan kadınlar belli bir baskı kurmaya çalışmayacak mı? Baskı her zaman güçlü olandan gelir ve filmde de bunun izleri olarak ‘ bacaklarını tıraş mı etsen?’ sözüyle yine kendisi dışında yorum yapan birileri olur. Filmde de atlanan toksik olmayan ve erkeklere ne olacağıdır.
Geleneksel toplum düzenlerini ve yaşantılarını baştan aşağıya değiştirerek daha iyi olabileceğini anlatmaya çalışan film her babayı ve erkeği kötü; her anneyi ve kadını melek olarak sunması bence kadından yine daha fazla fedakârlık beklenmesine yol açıyor. Eril düşüncede olan toplumun temeli annelik fikri filmde de desteklenmektedir. Bozulmuş dünya sıfırlanmış, toplum yeniden inşa edilmeye kadınlar tarafından başlatılmıştır. Oysaki eril düşünce sadece erkekler tarafından değil kadınlar tarafından da oluşturulup dolaşıma sokulan bir düşünce. Belki de filmin direkt amacı- isminden de belli olduğu gibi- bir olağanüstülük yaratıp eril düzene karşı çıkarak, dini değerleri normalleştirerek bir eşitlik sunmaktır.
KAYNAKÇA:
THE BRAND NEW TESTAMENT’TA ALTERNATİF BİR DÜNYA KURGUSU: BABALIK KRİZİ VE ANAERKİL ÜTOPYA Emek Çaylı Rahte
Yorumunuzu Yayınlayın