İstanbul Sözleşmesi, hakkında onca yazı ve farklı türlerde içerik üretilmesine rağmen hala tam anlamıyla neye işaret ettiği konusunda kafa karışıklığı yaratan bir konu. Bu yüzden, hem bildiklerimizi test etmek hem de sosyal medyadaki bilgi kirliliğinden biraz olsun arınmak adına başlattığımız 101 serisinin ilk içeriğini bu konuya ayırmak istedik. Bu doğru-yanlış testinde, merak ettiğimiz ve herkesin merak etmesini beklediğimiz soru ise oldukça basit:
Şiddete karşı kaç doğrumuz var?
YANLIŞ
6284 sayılı Kanunun koruma altına aldığı aile bireyleri ve ısrarlı takip mağdurları gruplarında bireylerin Kanun kapsamında korumadan faydalanabilmeleri için kadın olmaları şart olarak öngörülmemiştir. Erkekler de Kanunda aranan diğer şartlar oluştuğu takdirde devletten bu koruma kapsamında derhal yardım talep edebilirler.
YANLIŞ
İstanbul Sözleşmesi mekanizması çerçevesinde düzenlenen 6284 sayılı Kadına ve Aileye Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunun koruma altına aldığı gruplardan biri kadınlardır. Bu koruma tüm kadınları kapsamakta, 18 yaşından büyük veya küçük olması, mülteci olması, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığına sahip olup olmaması, evli veya bekar olması Kanun kapsamında korumadan faydalanmasında bir engel teşkil etmemektedir.
3.
Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi’ne “İstanbul Sözleşmesi” denmesinin sebebi, sözleşmenin İstanbul’da imzaya açılmış olmasıdır.
DOĞRU
Sözleşmeye İstanbul Sözleşmesi denmesine sebep olan olay, o dönemde Türkiye, Avrupa Konseyi’nde başkanlığa sahip olduğu için Sözleşmenin İstanbul’da imzaya açılmış olmasıdır.
4.
6284 sayılı Kanun kapsamında koruma altına alınan “aile bireyleri” grubu; anne, baba ve çocuklardan oluşan çekirdek aileyi ifade etmektedir.
YANLIŞ
Kanun kapsamında koruma altına alınan bir grup da aile bireyleridir. Ancak bu kavramı oldukça geniş yorumlamak mümkündür. Kişilerin aynı hanede ikamet edip etmediklerine bakılmaz, kan bağı bulunması şartı aranmaz. Gerek toplumsal tecrübelerden gerek ailenin kendi özel yapısından yakın oldukları kabul edilebilecek kişiler de Kanunda düzenlenen “aile bireyleri” kapsamında yer alır.
5.
İstanbul Sözleşmesi, kadına yönelik şiddeti özel bir ayrımcılık türü olarak değerlendiren ve insan hakkı ihlali olarak gören, kendisine taraf devletleri bağlayıcı hükümler içeren ilk milletlerarası metindir.
DOĞRU
İstanbul Sözleşmesi, bu özelliğiyle diğer insan hakları sözleşmelerinden ayrılmaktadır.
7.
İstanbul Sözleşmesi’ne taraf olan tüm devletlerde, Sözleşme öncesi döneme göre kadın cinayetleri önemli ölçüde azalmıştır.
YANLIŞ
İstanbul Sözleşmesi, taraf devletlere önleyici ve koruyucu pek çok yükümlülük getirir. Amaçlandığı üzere kadına ve aileye karşı şiddetin azalması için devletlerin Sözleşmeden kaynaklanan yükümlülükleri uygulamaları gerekir. Pratiğe dökülmedikçe Sözleşme hükümlerinin varlığı tek başına bir koruma sağlamamaktadır.
8.
İstanbul Sözleşmesinde toplumsal cinsiyet, “herhangi bir toplumun, kadınlar ve erkekler için uygun olduğunu düşündüğü sosyal anlamda oluşturulmuş roller, davranışlar, faaliyetler ve özellikler” olarak tanımlanmıştır.
DOĞRU
Sözleşmenin “Tanımlar” başlıklı 3. maddesinin c bendinde toplumsal cinsiyet bu şekilde tanımlanmıştır.
9.
İstanbul Sözleşmesi, sözleşmeye taraf ülkelere eşcinsel evlilikleri meşru kılma yükümlülüğü getirmektedir.
YANLIŞ
İstanbul sözleşmesi, bir şiddeti önleme sözleşmesidir ve sözleşme hükümlerinden cinsel yönelim, yaş, din, dil, ırk gibi realiteler gerekçesiyle ayrımcılık yapılmaksızın herkesin faydalanabilmesini sağlar.
10.
İstanbul Sözleşmesi’ne taraf devletlerin Sözleşme hükümlerine uygun politikalar gerçekleştirip gerçekleştirmedikleri incelenmemekte, hükümlerin uygulanması devletlerin kendi inisiyatiflerine bırakılmaktadır.
YANLIŞ
İstanbul Sözleşmesi’nin taraf devletlerce uygulanıp uygulanmadığı, tarafsız ve bağımsız 10 uzmandan oluşan izleme komitesi GREVIO tarafından denetlenmektedir.
Sonuç için
soruyu yanıtlamanız gerekiyor.
Durum oldukça vahim. Bir an önce şiddete karşı doğrularınızı arttırmanız gerektiğini düşündüğünüze inanarak Gülay Şengül’ün hazırlamış olduğu infografiğe ve A. Zeynep Özmen’in konuyu detaylıca ele alan yazısına bakmanızı öneriyoruz. Unutmayın, İstanbul Sözleşmesi bir şiddeti önleme sözleşmesidir, fazlası değil.
Maalesef bu iyi bir sonuç değil. Bir an önce şiddete karşı doğrularınızı arttırmanız gerektiğini düşündüğünüze inanarak Gülay Şengül’ün hazırlamış olduğu infografiğe ve A. Zeynep Özmen’in konuyu detaylıca ele alan yazısına bakmanızı öneriyoruz. Unutmayın, İstanbul Sözleşmesi bir şiddeti önleme sözleşmesidir, fazlası değil.
İyi bir sonuç ancak mükemmel değil. Daha iyi bir sonuç almanız ve şiddete karşı doğrularınızı arttırmanız gerektiğini düşündüğünüze inanarak Gülay Şengül’ün hazırlamış olduğu infografiğe ve A. Zeynep Özmen’in konuyu detaylıca ele alan yazısına bakmanızı öneriyoruz. Unutmayın, İstanbul Sözleşmesi bir şiddeti önleme sözleşmesidir, fazlası değil.
Tebrikler! Şiddete karşı doğru sayınız oldukça fazla. Sözleşme hakkında daha fazla bilgi edinmek isterseniz, A. Zeynep Özmen’in konuyu detaylıca ele alan yazısına bakabilirsiniz.
Yanlış cevap verdiğiniz soru / sorular:
Yorumunuzu Yayınlayın